![]() |
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, Düşünen Adam |
Merhabalar;
Türkçe dersimizde yaptığımız bir yazı çalışmasından bahsedeceğim sizlere. Öğrencilerimden yaşadıkları mahalle, semt ya da ilçenin isminden yola çıkarak, hayal güçlerini zorlayıp bir "efsane", bir hikaye yazmalarını istedim. Bir birinden güzel yazılar çıktı ortaya. Onlardan bir tanesi de sevgili Yusuf Sadi'nin yazdığı Bakırköy efsanesiydi. Sizlerle de paylaşıyorum. İyi okumalar... [Emine Kökten]
***
Ben Yazdım Oldu
İstanbul’un en güzel semtlerinde biri olan Bakırköy denize yakındır. Bunun anlamını hiç düşündünüz mü? Burası yani Bakırköy’ün adı hep ‘’bakır’’dan geldiği düşünülür. Olabilir mi? Bence hayır.
Osmanlı devrinde evlenme sorunu olduğu dönemde bir paşa bu durumu kafaya çok takmıştır. Aklına ne çözüm gelse de işe yaramaz. Bu arada şu anki Bakırköy yeri çayırlık olduğundan hiç kimse yoktur. Bunun haberini alan paşa (Bekarların psikolojik sorunlarını çözmek amacıyla) dev gibi bir ruh ve sinir hastalıkları hastanesi sonra da bir çok ev yaptırır. Bekarlara para vererek buraya taşındırmaya karar verir. Ama kafası karışır. Eee kocaman paşa. Daha bir sürü sorunu var.
Bu görevi yardımcısına havale eder. Yardımcının aklına çok parlak bir fikir gelir. Buraya taşınan bekarlarla bekarlık sorununu çözmeye çalışacaktır. Taşınan bekarlara sorar ama çözemez sonra ilan verir. ‘’Bakir Köy’de bekar çok.’’ diye. Burasının adı böyle söylene söylene Bekar anlamına gelen Bakirköy olur böylece. Zamanla da Bakirköy, Bakırköy'e dönüşür.
"Hiç olur mu öyle şey canım..?!" demeyin sakın. Ben yazdım oldu :)
* Yusuf Sadi Öztopbaş, Bakırköy Fatih Koleji, 7-A
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder