Hicret... Efendimiz (S.A.V.) ve ashabının İslam dinini tüm dünyaya anlatmak ve insanlara İslamiyet'in güzel yaşantısını öğretmek maksadıyla çıktığı yol, vardığı yer belki de geçirdiği koca bir ömür. Asırlardır ümmete kalmış en manidar yaşam biçimi. Kimileri ömürlerinin sonuna kadar hicret ettikleri yerde yaşarken kimileri ise ömürlerinin bir bölümünü bu yolda taçlandırdı. Bu yazımızda bu uğurda yola çıkmış çok kıymetli ağabeyimizin ailesini, küçük kızı Fatma Betül Okan'ın gözünden okuyacağız. Kazakistan, Almatı'yı anlatan gezi yazısında Fatma Betül, bu güzel toprakları, burada hicret yolunda yaşanan güzellikleri, çekilen sıkıntıları en temiz duygularıyla kaleme almış. Şu an ise Güney Amerika ülkesi Kolombiya'da hicretin farklı güzelliklerini yaşıyorlar.
Doyduğum Yerden Doğduğum Yere Seyahat
Geçenlerde babam
çok güzel bir haberle eve geldi.Çocuklar Kazakistan Almatı’ya gidiyoruz
dedi.Ben çok sevindim çünkü doyduğum ülkeydi Kazakistan Almatı.Yaşasın dedim ve
hazırlıklara başladık.Odama gidip kardeşimle bavulumuzu hazırlamaya
başladık.Acaba ne alsam,hangi giysimi götürsem,yanımda daha neler olmadı deyip
bavulumu hazırladım ve uçağa doğru yola çıktık.Çok heyecanlıydım,içim kuş
gibiydi doğduğum yere doğru uçacaktım.Küçükken bir defa gitmiştim ama o zaman
küçüktüm çok bir şey anlamamıştım.Uçağımız Kazak Hava Yolları idi.6 saat sonra
Almatı'ya indik.Hava çok güzel
ve etraf
yemyeşildi.
Hava alanına inince çok garip oldum.Çünkü simalar çekik gözlü,diller
farklı,etraf çok farklıydı. Tabi ki gariplik yaşadım çünkü Kazakça
bilmiyordum. Anlayabiliyordum sanki bazı kelimeleri ama konuşamıyordum. Kelimeler
çok yakın aslında Kazakçada. Ama konuşamamak çok üzücü bir duygu. Babamın
talebeleri karşıladı bizleri ve doğru bir Kazak evine misafirliğe götürdüler. Ev
sahibi hanım Türkçe bilmiyordu ve ilk defa görmüştük ama mükemmel bir
sofra hazırlamıştı. Kazaklar çok
misafirperver benim çok hoşuma gitti. Kahvaltımızı yaptık daha sonra babamın çalıştığı
okula gittik. Issık Kazak Türk Lisesi. 1994 yılında açılmış babamda o yılda
buraya gelmiş ve bu okulda 4 sene eğitmenlik yapmış.Çok güzel bir okul.Spor
sahaları,yatakhanesi,okul binası çok güzeldi.Mezun olan abiler çok güzel bir
program tertiplemişler.Okuldan Kültür Merkezine doğru hareket ettik.Çünkü çok
güzel bir konser ve ödül töreni tertiplenmişti.Öncelikle Issık Konservatuvar
öğrencilerinden oluşan en az 15 enstrümanın olduğu bir müzik grubu çok güzel
müzikler çaldılar.Kazak dans grupları danslarını sergilediler.Çok güzel Kazakça
şarkılar söylendi ve sonunda da babamlara ve en az 20 öğretmene plaket
verildi.
Program çok hoşuma gitti çok zevk aldım.Tek kelimeyle muhteşemdi.Öğrenciler artık iş adamı ,dekan, profesör ve değişik meslek gruplarında yer almışlardı.Babamın gözleri doldu bu muhteşem manzara karşısında.Bu programın adı 20. Yıl Şenliğiydi.Okulun açılmasından bu yana tam 20 yıl geçmişti.Ben bu manzaradan çok etkilenmiştim.Öğrencilerin öğretmenlerine sahip çıkmaları,iltifatları çok içten ve gönüldendi. Hepsini belki ilk defa görmüştüm ama sanki yıllardır abimmiş gibi benimle ilgilendiler ve onlara çok ısınmıştım.Akşam tekrar misafir olarak kaldığımız Kazak ailesine gittik.Akşam yemeğinde yine ev sahibi çok güzel bir yemek hazırlamıştı.Kazakların milli yemeği Beş parmak vardı yemekte.İsmi beş parmak çünkü beş parmakla yemeniz gerekiyor.Çatal,kaşık,bıçak kullanmadan beş parmağınızla yiyorsunuz.Çok lezzetliydi.Hamur ,et ve salatlardan oluşan bu yemek çok hoşuma gitti. Annemler Kazakça sohbet ediyorlardı.Ev sahibi bir hissini bizle paylaştı.İlk defa geleceğinizi duyunca eyvah ben Türkçe bilmiyorum onlar acaba Kazakça biliyor mu diye endişelendim.Ama maşallah çok iyi konuşuyorsunuz deyip anneme iltifat etti.Gerçekten annemin Kazakçası çok iyiydi annemle bir kere daha gurur duydum.O gün çok yorulmuştuk ve hemen uyuduk.Ertesi sabah yine güzel bir program bizi bekliyordu.Sabah erkenden kalkıp kahvaltımızı yaptık ve yola çıktık.Şimdide Issık kasabasının yakınındaki Türgen kasabasının piknik alanına gidiyorduk.Yolda çok etkilendiğim bir şey oldu.Kazakistan’da bir yere ulaşım sıkıntısı hiç yok denebilir.Yola çıkıyorsunuz elinizi kaldırıp herhangi bir araba durdurup istediğiniz yere ücret karşılığında sizi götürüyorlar.Yani bizdeki otostop mantığı.Yolda yine arabayla gidiyoruz.Birde ne göreyim okuldan çıkan küçük bir çocuk 1.sınıf zannedersem elini kaldırdı arabayı durdurdu ve gideceği yeri söyleyip bindi gitti.Siz bunu Türkiye’de yapabilir misiniz ben ne yalan söyleyeyim cesaret edemezdim.Yol boyunca her taraf yemyeşildi, dereler çağlıyor, kuşlar ötüyordu.Yolda giderken orijinal bir şey daha gördüm.Mezarlıklar.Ev gibiydi. Çok şatafatlı olanları da vardı, mütevazi olan da vardı. İçlerinde de mezarlar vardı.Bana çok enteresan geldi.
Piknik alanına gelmiştik, panayır havası vardı.250’den
fazla insan vardı.Hava çok güzeldi.Bir
tarafta meşhur Özbek pilavı pişiriliyor,bir tarafta salatalar hazırlanıyor,bir
tarafta öbek öbek mezunlar ve eski öğretmenleri,eğitmenleri oturmuşlar sohbet
ediyorlardı.Babamı görenler gelip hoş geldiniz deyip sarıldılar hasret
giderdiler ve bize yer gösterdiler.O gün çok eğlendim.Kocaman bir bayır koştuk
,oynadık,eğlendik. İlk mezun abiler 1998 yılında bitirmişlerdi.O yıldan itibaren
tüm yıllar 2013’e kadar futbol turnuvası yaptılar. Babamın öğrencileri bu
turnuvada ikinci oldular.Akşama kadar
çok güzel geçti ve akşama doğru Issık’tan Almatı’ya doğru yola çıktık.Yolda
yine orijinal bir şey daha gördük.Tarihte çok önemli yeri olan Kurganlar. Annem
bahsetmişti ve yol kenarında küçük küçük tepelerdi.Anne bu tepeler mi Kurgan
dedim ve anlatmaya başladı annem. Kurganlar Kazak tarihinde çok büyük önemi
vardır. Eskiden insanlar öldüklerinde atıyla, giysileri ve kıymetli eşyalarıyla
defnedilirdi' dedi.Çok şaşırmıştım ve "Görebilir miyiz?" dedim ve bizi arabasıyla 4
gün boyunca gezdiren Aset abi bizi Kurganlara götürdü.Kazak tarihinde bir Altın
Adam hikayesi vardır o da o mezarlardan çıkmış.Gidip kurganların içine girdim
ve inceledim. Çok oriijinaldi küçük bir tepecik ve içinde değişik mezarlar
vardı.Bana çok orijinal geldi.Almatı’ya akşam varmıştık.İki tür program
vardı.Anneminde eski öğrencileri toplanmışlar güzel bir lokantada program
hazırlamışlardı.Babamda kendi talebeleriyle bir evde toplanmışlardı.Ben annemle
programa gittim. Ablaları da ilk defa görmüştü ama onlara da içim ısınıverdi bir
anda .Hepsi çok iyilerdi annemler eskilerden muhabbet ettiler.O günde çok güzel
geçmişti.Ertesi gün son günümüzdü seyahatim bitiyordu.Çok üzüldüm.Son günde
Almatıyı gezdik.Babam ve annem buralar çok değişmiş dediler.Yeni yollar
yapılmış,devasa büyük yeni sıfır daireler ,iş yerleri dikilmiş dediler.Hey gidi
günler cümlesi babamdan çok kez duyduğum cümle oldu bu seyahat boyunca. Çok
mutlu ve rahatlamış şekilde Türkiye’ye döndük. Bende öyle diyorum hey gidi
günler.
FATMA BETÜL
OKAN 5-C SINIFI ÖĞRENCİSİ